özellikle sinema salonuna ve salonun hemen önündeki kahve makinesine bayıldığım sergi mekanı.
Dehşet Oteli'nde mezarlık manzarasına karşı oda ayırtılmalı. Samara'ya bahşiş vermeyi ve kelle spesiyalitesini denemeyi unutmayın. bu arada örümcekler evcil.
Orta Dünya'nın keşfedilmemiş toprakları gibidir. 30 kere de gitseniz, her gittiğinizde gezilecek yeni bi yer bulursunuz. Dikilitaş'ına hayran olduğum meydan.
yarım ekmek kokoreçinin yanında bira içmek isteyenleri böyle alalım. üstelik Morrissey de size ısırıklarınızda eşlik edecek. rock barın kokoreççi hali.
açık havada, sufi müzikleri dinleyip, Türk kahvesi içebileceğiniz otantik avlu. taş merdivenlerden inip, demir kapıları aşana, bu gizli cennet vaadedilmiştir.
Dikilitaş'ta, evinizdeymiş gibi hissedeceğiniz, şahane kitapçı. sahibi o kadar bonkördür ki, kendi sevdiği şaraplardan ve kitaplardan size de ikram etmeyi ihmal etmez.
özel yapım biraların kutsal toprağı, biraseverlerin taps'ınağıdır. mayalar buranın mutfağında yaşamış, bira olmuştur. derler ki, ancak bütün biralardan tadarsanız, kehaneti öğrenebilirmişsiniz.
kedileriyle, sobasıyla ve hoş hanımların olduğu tablolarıyla beni Vladimir Propp'un dünyasına götürdü. daha önce kalp şeklinde çay kaşığı ve kedi şeklinde kurabiye görmemiş olanlar özellikle gitmeli.
yenilendi daha bi güzel oldu. her masada pirizler (hayati bişi), süper playlist'ler, fiyatlarda indirimler... tek kelimeyle müdavimiyim.
